- Kariyerlerini felaket senaryoları üzerine kurmuş kişiler demokrasiyi işlemez hale getirmek için halkın seçtiği milletvekillerinin cumhurbaşkanını seçmemesi için ellerinden geleni yaptılar( Bu açıkça halkın takdirine ve demokrasiye saygısızlıktır).
- Olay yargıya taşınarak cumhurbaşkanlığı seçimi ilk defa Anayasa Mahkemesine götürülmüş oldu. Anayasa Mahkemesinin iki türlü kararında da yargı zor durumda bırakılacaktır. Zira her iki sonucun da siyasi olduğu dillendirilip yargının siyallaştığı öne sürülecektir.
Değindiğim gibi cumhurbaşkanı halkın oyları ile seçilen TBMM tarafından seçilir. Yoksa ben sevmiyorum ve hoşuma gitmiyor diye tüm yolları deneyip gerekirse ülkeyi altını üstüne getirmeye, demokrasi üzerinde darbe kılıçları salmak için her türlü girişimde bulunmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Böylesi girişimler halka, demokrasiye ve ülke geleceğine darbe vurmaktır.
Ülkesini ve milletini seven her aklı selim bu tür girişimlere prim vermeyip ülke ve millet adına sağ duyulu olup gerekli dersi yine demokratik yoldan gereken cevabı verecektir.
Son olarak ANAP ve DYP nin gayrı demokrasi yoldaki ivmeye katkısını anlamış değilim; sanki gizli bir el tarafından severek/zorlanarak itilmiş gibi gözüküyor. Bu ülke bizim, meclis ve cumhurbaşkanı da bizim; demokrasi ise bizim için. Bize ve bizim için olan her şeye sahip çıkalım!