2008-03-06

İstanbul'da Anadolu'dan Avrupa'ya Uzun Bir Yolculuk!

İstanbul'da mesai saatlerinde Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçmek baya pahalıya mal oluyor. E ne de olsa Avrupa birliğinin Avrupa yakasına geçmek bu kadar kolay olmasa gerek:) Bir sürü engel, uyum paketi, ev ödevleri bu yolculuğu yapacakları bekler.

Sabah uykudan geç uyanınca hergün işe gitmek için kullandığım servisi kaçırdım. Anadolu yakasında oturup ta Avrupa yakasında çalışan birisi için servis kaçırmak çok zorlu ve stresli bir yolculuğun uzun bir başlangıcı olabiliyor çoğu zaman. Neyse can havli ile kendimi otobüs durağında buldum. Duraktan Cevizlibağ'a giden halk otobüsüne bindim. Ön tarafta şoför yanında ayakta bir yer bulabildim. Ayakta da olsa bir yer bulmaya sevinmiştim. Çünkü o an gelen otobüste ayakta da olsa yer bulmamak vardı işin içinde.

Yol uzun -bir kıtadan başka bir kıtaya geçmek kolay mı?- ve yolda aşırı trafik olunca insan oturabileceği bir yer arıyor. Yer bulmanın algoritması belliydi. Mümkün oldukça arka taraftaki sıralara göz dikilmeliydi. Bunun için adım adım da olsa ilerlemiydi. Arka tarafa doğru ağır ama muhakkak yer bulağımı ümit edecek kadar emin adımlarla yürüdüm. Aradan yarım saat geçmeden inenler sayesinde oturacak bir yer buldum. Boş yeri bulmam ile annem yaşındaki bir teyzeye yeri vermem bir oldu. -Yer verme konusundaki dusturum belli bir yaşın üzerindkei yaşlılar, hamileler, özürlüler ve oturmaya benden çok ihtiyacı olan insanlara yer vermeye çalışırım. - Bir kaç adım daha arka tarafa doğru ilerledim. Gel zaman git zaman sol tarafta oturan bir beyefendinin inmesiyle onun yerinde kendimi buldum. Oturur oturmaz en ön tarafta biraz önce yer verdiğim yeyzeden baya yaşlı ve ayakta güçlükle durduğunu hissetiğim bir teyze gözüme ilişti. Yer vermek için niyetlensem de maalesef teyze beni görmüyordu. Beni görseydi küçük bir işaretle yer verecektim. Yerimden ayrılıp ön tarafa gidip teyzeye yerime oturur musunuz diye içimden geçirsem de yerimden ayrıldığım gibi yerimin dolacağından emindim. O yüzden sürekli teyzeyi gözleyip beni tarafa baktığı yada beni görebileceği anı bekledim. Bu arada içerisi yeterince havasızdı bu yüzden camı açayım diye düşündüm. Önce yanımdaki bey amcaya sonra da yer verdiğim hanım teyzeye camı açtığım takdirde içeri girecek hava akımından rahatsız olup olmayacaklarını sordum. Her ikisi de camın açılmasını memnuniyetle karşıladılar. Ben de içeriyi biraz olsun havalandırmak için camı açtım. Ve tekrar yaşlı teyzeye baktım. Baktım yavaş yavaş hareketleniyor. Arka tarafa doğru adım atmaya başladı. Bu duruma çok sevindim. Ardından görüş mesefesine gelince buyrun benim yerime oturmaz mısınız diye teklifte bulundum. Yaşlı teyze bu tekliften çok müteşekkir olup şükranlarını sunup Allah razı olsun dedi.

Yol uzun ve bitmiyor. Yolculuk ile ilgili bir şeyler karalayım dedim. Cebimde kalem ve kağıt var fakat ayakta olduğum için yazmam mümkün değildi. Bir yer olsa da şu yolculukla ilgili bir şeyler karalasam diye düşünürken sağ tarafımda bir koltuğun boşladığını gördüm. Oturup bir şeyler karalamaya başladım. beş on dakikalık bir yazı yazmadan sonra hamile bir bayanın otobüse binip benim oturduğum yere yakın bir yerde ayakta durduğunu gördüm. Anında ayağa kalkıp yerimi hamile bayana verdim. Çok geçmeden nihayet tekrar oturup karalamaya kaldığım yerden devam ettim.

Otobüsten inip tramvaya bindim ardından metbüse binip 3-5 dakika sonra Ataköy-Şirinevler durağından indim. Metrobüs gerçekten Avrupa yakası için bulunmaz bir nimet. Keşke Anadolu yakasında da metrobüslerden olsa da ulaşım hem rahatlardı ve daha hızlı olurdu. Büyük şehir belediyesi metrobüs seferlerini başlatmakla Avcılar-Cevizlibağ trafiğini oldukça rahatlatmış. Ataköy-Şirinevler durağından metroya binip 10 dakika içerisinde iş yerime vardım. Toplamda 3 saati bulan bir yolculuk oldu. Kimi anadolu şehirlerinde şehirlerarası yolculuk süresi bu kadar sürmüyor. Gerçi bu şehirlerarası bir yolculuktan çok kıtalar arası bir yolculuk olduğu için daha uzun sürmüş olabilir:) İ.allah kıtalar arası yolculuk ta olsa bu süreler can sıkmayacak bir süre zarfında biter.

Herkese tavsiyem öncelikle iş-okul servislerinizi kaçırmayın. Şahsi araçlarınız yerine toplu taşıma araçlarını tercih edin ki trafik kilitlenmesin, insanlarımız trafik çilesini daha az çeksin.

Bu trafik bir süredir ciddi bir şekilde canımı sıkıyor. Günde ortalama 4 saatim yolda geçiyor. Bazen anadolunun küçük, şirin ve trafiğin olmadığı sakin kentlerine gidesim geliyor. Bu trafik derdinden kurtulmak için ya İstanbul'dan kaçmalıyım yada evime yakın bir yerde iş bulmalıyım. Bakalım zaman ve trafik neyi gösterecek?

Bir sonraki yazı yolculuğunda görüşünceye dek herkese internet dünyasından hayırlı yolculuklar diliyorum.

2 yorum:

Zihni Yıldız dedi ki...

Ben de Anadolu yakasında oturuyor, Avrupa yakasında çalışıyorum. Deniz otobüsü bu konuda çok iyi bir alternatif. Size de tavsiye ediyorum. Böylece belki de nette karşılaştığımız gibi orada da aynı mekanı paylaşmış oluruz.

Zihni Yıldız

Mehmet GÜZEL dedi ki...

Tavsiyeniz için teşekkürler Zihni bey. Zaman zaman deniz otobüsünü tercih etsem de deniz otobüsü de az zahmetli değil. Kadıköy gitmek yaklaşık 1 saat; Kadıköy-Bakırköy deniz otobüsü ile 15 dakika; bakırköyden iş yerine gelmek baya zahmetli. Bu kısa yolda bile en az 2 saat yolda geçiyor:(

.::YASAL UYARI::.

©2004-2023 Mehmet GÜZEL, www.mehmetguzel.net

Site içeriği kaynak gösterilmek koşuluyla yayınlanabilir. Yazılan yazı ve yorumlar sadece yazı ve yorum sahiplerini bağlar.